İşte beni ve benim gibi programcıları anlatan, oldukça hoş ve espirili dille yazılmış bir özeleştiri. Bu yazı için Ceviz.Net’ten cemaliozan ‘a çok teşekkür ederim.
Programcılar Sorunlu mu?
18 sene oldu. Dün gibi mazi. Yaşlandıkça insan hatırlamakta zorluk çekiyor. Kokuları, renkleri, isimleri, yerleri hatırlayamıyorum çoğu zaman. Ama kodu, kodumu, kodunu hiç unutmuyorum. Belki harf harf kazınmıyor belleğime, belki kelime kelime bilinmiyor. Başkasının gözüyle bakınca tren geçiyorsada, kendi gözümle bakınca kara treni, ovayı, çayırı, kenarında akan dereyi, içinde yüzen balıkları ve daha nicesini her bir ince ayrıntısıyla hatırlıyorum kodlarımda.
Sıradan bir günde sıradan işler yapmakta vardı. Keyfekeder zevki, sefayı sürmekte. Nedensiz ve anlamsız bir kuru inattan girdim bu işlere. Şimdi…Şimdi çıkmak istesemde çıkamıyorum. Sanki belimden, ellerimden zincirlemişler, sanki yaşamda bilgisayar manyaklığından başka bir şey yokmuş gibi. Bu yazıyı yazarken bile “hadi gideyim bir nargile keyfi yapayım” geçti kalbimden. Nerdeee ? Başıma silah dayayan mı var ? Aman dur şunu bitir öyle git diyen mi ? Olmazsa olmazlarımın çeteresi bile 3-5 satırı geçmezken bilgisayar salmadı beni yine bir yere.
– Abi nereye ? Ne nargilesi. Boş ver hafta sonu gidersin. Beni bırakıp gitme. Bak benden daha iyi dostun mu var. Kime güveniyorsun ? Bana mı? Diğerlerine mi? Kimi seviyorsun beni mi ? Diğerlerini mi?
Ahhhh ahh. Ne gırgır ne şamata. İnsanın feleğini şaşırtıyor bu alet. Gündelik yaşamda her birimiz farklı hayatlar sürerken bir sürü sıkıntılı işle uğraşırız. Sıkıntımı atıyorum. Atıyor muyum ? Daha iyi bir yolu yok mu? Aklım sadece bu alete, buraya odaklandığından mıdır nedir kendimi unutuyorum, kendimi kaybediyorum, ya da kendimi avutuyorum.
Her insanın mizacı farklıdır. Kimisi çok espriyel, kimisi somurtkan, kimisi alıngan. Programcıların esprili olanına çok nadir rastlarsınız. Sanki hayatı ve içindekileride onlar kodlamışlardır. Gerçek yaşamda yolunda gitmeyen işin düzeltilmesi, bilgisayarda yolunda gitmeyen bir işlem parçacığının düzeltilmesi kadar kolay olmayabilir çoğuz zaman. İnsanların arasına karışmakta zorluk çekeni çoktur. Çevrenize bakınca “aaa bak bu programıcıymış” dersiniz ! daha kendi algortimasından bi haber olanlara. Kendi kaynak kodunun farkında olanlarsa yaşamı umursamazlar çoğu kere.
Yaşamın kendisi de sanal bir alemdir onlar için. Çoğu kez sanal alem gerçekliğin ta kendisidir onlar için. Aynaya nadir bakar, az uyur, az yer, az konuşur, öz konuşur programcılar. Az dost edinir, dostlarıda kendilerinden olur programcıların. Dostluk olupta muhabbet geyiğe kolay kolay dönmez, yine kodlar, teknolojiler ve bilgisayar konuşulur.
Hani derler ya denizcinin parası bol karısı dul olur diye. Programcının ki hem dul hemde fakirdir ilgiden yana. Parası bol olsada adam akıllı yemeyi, eğlenmeyi bilmez ki. Hasbel kader iyi bir patronu, iyi bir sektörü, yada iyi bir çevresi varsa, zaman zaman elinden tutup çekip alırlar bir süreliğine kodcuklarından koparıp, gerçek hayata götürürler.
Gerçek hayattan sanal alemine, kodlarına dönüncede başlar diğerleri gibi. “Programcılar Sorunlu mu ?” diyerek kendini sorgulamaya ?
Şimdi sen söyle hakim bey, Suç kimde ?