Artık elinizi nereye, hangi siteye atsanız günlüğe çarpıyor. Peki ama kimisi küfürlü yazıyor, kimisi çok edebi, kimisi ise sadece başka sitelerden aldıklarını yazıyor. Bana sorarsanız günlük :
- Her şeyden önce samimi olmalı. İnsanlara internetin soğukluğunu unutturmalı. Ziyaretçi karşısında gerçekten günlüğün sahibi olduğunu hissetmeli.
- Bir günlüğü okurken, yazan kişiyi yani günlüğün sahibini tanımak isterim. Bu sebeple bir “hakkımda” bölümü olması şart ama öylesine bir bölüm değil. Gerçekten kendini anlatmalı insan. Neden resimlerini koymazlar zaten hiç anlamıyorum !
- Günlük belki konuşma diliyle yazılabilir ama bu aşırıya kaçmamalı. Argodan bahsediyorum. İnsanları görüyorum, düpedüz küfür yazmışlar ama ilk harfinin yerine yıldız koymuşlar. Hiç hoş değil böyle şeyler. Sonuçta başka insanlar okuyor yazılarımızı, bu tür şeyler onlara hakaretten başka anlama gelmez.
- Başka sitelerden alıntı yapılabilir ama bu aşırıya kaçmamalıdır ve kendi yazılarınız günlüğü süslemelidir.
- Kullandığınız tema kişiliğinizi yansıtmalı. Sadece kişilik değil, günlüğün içeriğine de dikkat edilmeli Yani tema ve içerik uyumlu olmalı.
- Sitenin kendine özgün bir felsefesi olmalı. Yazılan yazıların bir tarzı olmalı ve yazlılanlar birbiriyle çelişmemeli. Mesela bir yazıda aşktan söz ederken diğer yazıda hükümeti eleştirmemeli.
Benim günlük anlayışım bundan ibaret. Umarım daha güzel içerikli günlükler ile interneti daha sevimli hale getirebiliriz :)
Haaa unutmadan, neden bu yazıya burnunda koca bir kabarcık olan bebek resmini seçtiğimi sorarsanız sadece hoşuma gitti :) Ablam göndermişti, büyük halini isteyen olursa iletişim bölümünden irtibata geçebilir.