Erhan Yakut Software Developer @Binalyze | Founder @Passwall | Golang Enthusiast | Open Sorcerer

Bantgenişliğinden Konuşalım

2 min read

İnternet sitesi hazırlamaya ilgi duyanlarının büyük bir çoğunluğu inanıyorum ki bantgenişliği terimini bu site yapmadan önce hiç duymamışlardır. Bir süre sonra öğrenirler fakat öğrendikleri bilgi ihtiyaçlarını karşılayacak kadardır ve doğruluğu tartışılır. Zihinlerinde canlandırdıkları bantgenişliği kavramı kabaca şöyledir:

Bantgenişliği bir siteye çok girilmesi sonucu dolan şeydir. Bunun dolmaması için az resim kullanmalıyız. Eğer olmuyorsa biraz daha para verip 2 GB yerine bant genişliğini 5 GB’a çıkartmalıyız. Hem böylece sitemiz daha hızlı çalışır(!)

Peki ya gerçekten böyle mi? Bantgenişliği kavramı sadece internette mi var? Nasıl oluyor da Türkiye’de bu kadar pahalıyken yurtdışında terabaytlara varan miktarlarda bantgenişliği sunabiliyorlar? Merak ediyorsanız devam edelim ve “Bantgenişliği nedir?” diyerek söze başlayalım.

Bantgenişliği Nedir?

Bantgenişliği aslında sadece internette değil, elektrik ve sinyaller ile bilgi gönderilen her ortamda geçerli bir kavramdır. Bu ortamlardan bazıları radyolar, telsizler, telefonlar… Demek ki ortada bir bilgi var ve bu bilgiyi bir yerden bir yere göneriyoruz, aynen internette olduğu gibi.

Elektrik ile gönderilen bilgi sinyal şeklindedir ve sinyallerinin frekansları vardır. Frekans diyince aklınıza hayali ve korkulacak terimler gelmesin. Eminim radyolarda “101.5 Yakuter FM” :D gibi anonslar duymuşsunuzdur veya televizyonda bir kanalı ayarlarken UHF (Ultra High Frequency) ve VHF (Very High Frequency) gibi kelimelerle, kısaltmalarla karşılaşmışsınızdır. İşte bunların hepsi aslında bize frekanslardan bahsediyor.

Göndereceğimiz her bilginin bir frekansı vardır ve bilgiyi göndermek için o frekansın genişliğinde -en yüksek ile en az frekansları arasındaki fark- bir kanala, bantgenişliğine ihtiyaç duyarız. Demek ki bantgenişliği: bir bilginin gönderilmesi için gereken frekans aralığıymış.

Hemen internetten bir örnekle durumu açıklayalım. Örneğin benim sitem, 1 mb’lık -dosya boyutu değil, tarayıcı ile girildiğinde- bir sitem var. O halde benim bu sitemi yayınlayabilmem için en az 1 mb’lık bir bantgenişliğine ihtiyacım var. Çünkü 1 mb büyüklüğünde bilgi gönderiyorum. Fakat siteme 100 kişi girecek diyelim. O zaman sitem 100 kez başkaları tarafından görüntüleneceği yani başkalarının bilgisayarına indirileceği için 100 mb’lık bir bantgenişliğine ihtiyacım var demektir.

Bantgenişliği Türkiye’de Neden Pahalı?

Bunun açıklaması Türkiye’de bu hizmeti bize sunan TTNet‘te saklı.

Önce kişisel bir ev kullanıcı için düşünelim. TTNet’in ADSL sayfasında aynen şöyle yazıyor:

TTNet ADSL
Internet kullanıcısına minimum 256/64Kbps, maksimum 2048/512 Kbps arasında alternatif hız seçenekleri sunar.

Burada bir ev kullanıcısına günümüz şartlarında en fazla 2 mbps’lik bir çıkış verilebileceğinden bahsediyor. Bu sayı şuanda daha iyi imkanlara sahip olmadığımız için gözünüze yüksek gelebilir. Öyle ki internet kafelerimiz bile 2 mbps’lerden bahsediyor. Oysa ki Hong Kong’da evlere 100 mbit’ lik bağlantı imkanı sunuluyor ve 29 Ocak 2005 tarihinde bunun fiyatı 35$. Konumuz fiyatı değil fakat inanın fiyat konusuna bir girsem başınızı taşlara vurursunuz :)

Bir de internet sitesi açmak isteyenlere hosting firmaları tarafından verilen tarifelere bakalım. Belirli bir hosting firması ismi vermeyeceğim, Hostbul.net adresindeki herhangi bir firmanın sunduğu paketlere bakabilirsiniz. Büyük ihtimalle en düşük paketlerinde bantgenişliği için aylık 2 gb, 3 gb gibi değerlerden bahsederler. Bir de yurtdışı merkezli Dreamhost firmasının paketlerine bakalım. En düşük paketin vermiş olduğu bant genişliği 1.78 TB. Terabyte ne demek biliyor musunuz, 1024 gigabayt demek. Fiyatı da yıllık 170 ytl ki Türkiye şartlarına göre oldukça makul.

Peki sorun hosting firmalarımızda mı? Elbette ki hayır! Sorun Türkiye’nin altyapısında, yetersiz internet çıkışında. Hani şu köpek balığı tarafından afiyetle yenilen kablolardan, depremlerde kopan hatlardan bahsediyorum. Türkiye’nin internet çıkışı yetersiz olduğu için her bir kb’ı bile değerli. Doğal olarak fiyatı yüksek tutuyorlar. Eeee talep fazla, arz yetersiz. Ekonomik kriterlere göre de fiyat artmak zorunda…

Sonuç

Sanırım artık sitemiz için yer alırken baktığımız kriterlerden bantgenişliğinin de ne demek olduğunu anladık.

Bundan sonra size bir yazı dizisi sunacağım. “Sitemizin bantgenişliğini nasıl düşük tutabiliriz” konulu olacak. Alt başlıklar için ise grafik, stil dosyası(css) ve kodlarda yapabileceğimiz optimizasyonlardan bahsedeceğim.

Madem internetimizin fiyatı pahalı, o halde biz de ayağımızı yorganımıza göre uzatmalıyız ;)

Erhan Yakut Software Developer @Binalyze | Founder @Passwall | Golang Enthusiast | Open Sorcerer

Dünyada E-Ticaret Sektörü ve İşletmeler İçin Satış Fırsatları

Tüketici davranışları günden güne değişmekte ve alış veriş yapma alışkanlıkları buna bağlı olarak farklılaşmaktadır. Özellikle günümüz internet ve teknoloji çağında online ticaret büyük bir...
Erhan Yakut
3 min read